ELEKTRİK TELLERİNDEN VEYA TRAFOLARINDAN KAYNAKLANAN YANGINLAR SEBEBİYLE TEDAŞ’IN HUKUKİ SORUMLULUĞU

Ülkemizde elektrik enerjisinin dağıtımından ve perakende satışından sorumlu kurum, iktisadi devlet teşekkülü olarak hukuki yapısı oluşturulan Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş., yani TEDAŞ’tır. TEDAŞ, kendisine bağlı olarak kurulan bölgesel elektrik dağıtım şirketleri ile Türkiye’nin farklı bölgelerine elektrik dağıtım hizmeti verilmektedir. 

TEDAŞ’a bağlı olarak hizmet veren bölgesel elektrik dağıtım şirketlerinden bazıları şunlardır: Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş., Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş., Meram Elektrik Dağıtım A.Ş., Aras Elektrik Dağıtım A.Ş., Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş., Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş., Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş., Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş., Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş., Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş., Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş., Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş., Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş., Göksu Elektrik Dağıtım A.Ş., Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş., Menderes Elektrik Dağıtım A.Ş., Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş., Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş., Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş., Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.

Yukarıda sıralanan dağıtım şirketleri, görev sahasında bulunan bölgelerin elektrik hizmetine ulaşmasından sorumludur. Örneğin, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. İzmir ve Manisa çevresine hizmet vermektedir. İzmir ve Manisa çevresinde elektrik dağıtım şebekesi kaynaklı olarak meydana gelebilecek zararlardan Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. sorumludur. 

Günümüzde her yıl çok sayıda kişi, elektrik dağıtım şebekesi kaynaklı, elektrik direklerinden, tellerinden veya trafolarından çıkan kıvılcımlar sebebiyle çıkan yangınlarda ağır maddi zararlara uğramaktadır. Bu tür yangınlardan en çok etkilenen tarım ürünleri, buğday arpa mercimek gibi yaz aylarında kuru şekilde bulunan ürünlerdir. Bu tür ürünlerin yaz aylarında çıkan yangınlardan korunması çok zordur. Her ne kadar ürünün kendisini yanmaktan kurtarmasa da, Tarım sigortası yapılması halinde uğranılabilecek zararların büyük kısmı telafi edilebilinmektedir. Sigortalanmamış ürünlerle ilgili yangın kaynaklı zararlarda, yangından sorumlu kişilere karşı hukuki yollara başvurmaktan başka çare bulunmamaktadır. Tarım arazisindeki meydana gelen zarar, elektrik dağıtım şebekesi kaynaklı yangından kaynaklanmakta ise, öncelikle bu durumun hukuken tespiti ve belgelendirilmesi gerekmekte, sonrasında hukuki sorumluluğu bulunan ilgili dağıtım şirketinden uğranılan zararlar talep edilmelidir. 

Elektrik dağıtım şirketlerinin hukuki sorumluluğunun temelinde bina malikinin kusursuz sorumluluğu prensibi bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nın 69’uncu ve önceki 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 58’inci maddelerinde bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın doğan zararı gidermekle yükümlü tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa doktrinde “kusursuz sorumluluk” denilmektedir. Burada malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru vb.) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.

Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya şeyde bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.

Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun nedensellik bağını kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak belirlenmiştir. Buna göre, elektrik trafoları, elektrik iletim direkleri ve telleri de maddede belirtilen hususlar kapsamında olduğundan, elektrik şebekesinin sahibi veya sorumlusu, bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.

Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/4762 E., 2017/14312 K. Sayılı emsal kararında, elektrik tellerine konan kuşların elektrik akımına kapılması ve yanmaları suretiyle tarım arazisindeki yangının ortaya çıkması durumunda dahi yangındaki sorumluluğun kusursuz olarak elektrik dağıtım şirketinde olduğu belirtilmiştir. Şöyle ki:

…Davaya konu yangın, aynı olay nedeniyle açılan ceza soruşturma dosyasında tespit edilen maddi olguya göre; tellere temas ederek yanan kuşların yere düşmesi sonucu meydana gelmiştir. Nitekim, kolluk tarafından kuşların yanmış hali olay yerinde elektrik direği dibinde bulunmuştur. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; yangının enerji nakil hattından kaynaklandığı, dolayısıyla illiyet bağının kesilmediği açıktır. Buna göre, mahkemece;yangın nedeniyle davacı idarenin uğradığı zararın kapsamının belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken, olaya uygun olmayan gerekçelerle davanın reddine karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.”

Genel haksız fiil sorumluluğunda, hukuka aykırı fiil, zarar, illiyet bağı ve kusur dörtlüsünün bulunması halinde tazminat talep edilebilmesi mümkündür. Elektrik dağıtım şebekesi kaynaklı uyuşmazlıklarda, fiil, zarar ve illiyet bağının somut olayda mevcudiyeti zorunludur. Bina malikinin kusursuz sorumluluğu kuralı sebebiyle inceleme konumuz olan davalarda kusurun davalı kuruma izafe edilmesinde çoğu zaman herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmasak da, yangının elektrik dağıtım şebekesi kaynaklı çıktığı noktasında illiyet bağının tespiti bazen zor olabilmektedir. Bu noktada yerinde ve zamanında müdahale çok önemlidir. Belediye, İtfaiye veya jandarma birimlerinin düzenledikleri tutanaklar, görgü tanıklarının beyanları illiyet bağının ortaya konulmasında çok önemlidir. Hatta işlemlerdeki gecikmenin hak kaybına sebep olabilme ihtimali bulunduğundan, durumun aciliyeti sebebiyle, arazi malikinin ilgili kurumların işlemlerini tamamlaması beklemeden mahkemeye başvurup delil tespiti yaptırmaları ileride açacakları tazminat davaları bakımından hukuki durumlarını sağlamlaştıracaktır. Bu tür uyuşmalıklarda davacının tazminat alıp alamayacağı, illiyet bağının tespiti sonrasında belli olacaktır. Bu kapsamda örneğin, arazide meydana gelen yangının sebebi elektrik şebekesi değil de, cam kırığının mercek etkisi veya yıldırım düşmesi kaynaklı doğal etkiler veya üçüncü bir kişinin sigara izmariti atması, piknik mangal sebebiyle söndürülmeyen ateşin yayılması veya kasten çıkarılan yangınlar gibi insan kaynaklı diğer nedenler mevcutsa, arazi sahibi yangın nedeniyle uğradığı zararlar için elektrik dağıtım şirketlerine başvuramaz. 

Elektrik dağıtım şebekesi dışındaki nedenlerden kaynaklanan yangınlarda, somut olayın şartlarına göre, doğal nedenlerden kaynaklanan yangın varsa ve devlet destekli tarım sigortası yapılmışsa uğranılan zarar TARSİM’den istenebilir. Üçüncü bir kişinin kusurundan kaynaklanan yangınlarda ise bizzat bu kişiye dava açarak tarım ürünlerinde meydana gelen zararlar talep edilebilir. 

Hukukun çeşitli alanlarında yazılmış bulunan diğer makalelerimize ulaşmak için blog sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.