NOTERDEN GÖNDERİLEN İHTARNAMEYE CEVAP VERMEK GEREKİR Mİ?

İhtarnameye cevap vermek zorunlu mudur sorusunu cevaplamadan önce ihtarnamenin ne olduğunu açıklamak gerekmektedir. İhtarname, hukuk sözlüğünde; “Hatırlama belgesi, bir kimseye bir hususu yerine getirmesi veya getirmemesi için yapılan yazılı hatırlatma” şeklinde tanımlanmaktadır[1]. Noterlik Kanunu Yönetmeliği’nin 98’inci maddesine göre ise, “Her türlü hukuki işlemlerde muhatabına kanun, sözleşme, örf ve adetten doğan hak ve-isteklerin yazılı şekilde bildirilmesi veya haber verilmesi için yapılan işlemlere” denilmektedir.

İhtarname, uygulamada, daha çok hukuki bir sürece başlanmasından önce muhatabına yasal hakların bildirilmesi veya son yasal uyarının yapılması amacıyla yapılan bir işlem olarak bilinmektedir. Mevzuatta ve hukuk literatüründe ihbarname ve protesto olarak yer alan hukuki işlemler, esasında birbirlerinden farklı işlemler olmalarına rağmen uygulamada bunlar da ihtarname kapsamında değerlendirilmekte ve halk arasında her iki işlemin terminolojik ismi bir kenara bırakılarak bu gibi işlemlerin geneline ihtarname denilmektedir.

İhtarname gönderilmesi, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 60’ıncı maddesinde noterin görevleri arasında yer almaktadır. Fakat bu bir zorunluluk olmayıp, genel kural ihtarnamenin taraflarca serbestçe çekilebilmesidir. Mevzuat gereği bir istisna olmadığı müddetçe herkes, ihtarnamesini iletişim araçlarıyla, adi yazılı şekilde, elden veyahut PTT veya kargo gibi çeşitli yollardan karşı tarafa gönderebilir. Yani ihtarnamenin noter kanalıyla düzenlenmesi ve gönderilmesi kural olarak zorunlu değildir. Fakat Türk Medeni Kanunu’nun 733’üncü maddesinde belirtilen yasal önalım hakkında olduğu gibi bazı durumlarda, gönderilmesine karar verilen ihtarnamenin noter kanalıyla gönderilmesi tarzında birtakım şekli zorunluluklar da bulunmaktadır. Fakat tekrar vurgulamak gerekir ki, noter yoluyla ihtarnamenin gönderilmesinin zorunlu olduğu durumlar son derece istisnadır.

Her ne kadar zorunlu olmasa da, ihtarnamenin noter aracılığıyla çekilmesi daha yararlıdır. Nitekim noter yoluyla gönderilen ihtarnameler ispat gücü açısından diğer yollardan gönderilen ihtarnamelere kıyasla daha üstündür. Örneğin PTT ile iadeli taahhütlü şekilde gönderilen adi yazılı bir ihtarnameye karşı işlemin muhatabı, postanın içeriği bakımından, kendisine ihtarname gönderilmediği yönünde haklı bir itirazda bulunabilir. Bunun en somut örneğini kiracıya PTT yoluyla çekilen “iki haklı ihtar” denilen ihtarnamelerde görmekteyiz. Kiracı, kendisine PTT ile gönderilen ihtarnamenin içeriğini kabul etmedikçe, kiralayan, posta içeriğinde haklı ihtar olduğunu ispatlamak zorundadır. Bu şekilde bir ispat da çok zor olduğundan kiralayanın hak kaybına uğraması muhtemeldir. Noter dışında gönderilen ihtarnamelerinin içeriğinin iddia edildiği gibi olduğunun ispatı çok zordur. Fakat noter kanalıyla gönderilen ihtarnamelerin içeriğinin ispatı için herhangi bir çabaya gerek yoktur. Nitekim noterlerde düzenleme biçiminde tanzim edilen evraklar sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli kabul edilir. Bu kısa girizgahtan sonra konuyu dağıtmamak adına, ihtarnameye cevap vermek zorunlu mudur sorusuna cevap vermemiz gerekmektedir.

İhtarnamenin gönderilmesi bakımından mevzuatımızda birtakım istisnai emredici düzenlemeler bulunsa da, gönderilen bir ihtarnameye cevap verilmesine ilişkin mevzuatta hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle ister noter kanalıyla olsun isterse de başka yollardan olsun, gönderilen bir ihtarnameye cevap verilmesi yasal olarak zorunlu değildir. İhtarnameye cevap verilmesi zorunlu olmadığı gibi, gönderilmiş bir ihtarnameye cevap verilmesinde herhangi bir süre sınırı da bulunmamaktadır. İhtarnameye cevap verilmesi zorunlu olmadığından, kişilerin cevap vermeme dolayısıyla herhangi bir hak kaybına uğramaları da mümkün değildir. Fakat şunu da vurgulamak gerekir ki, çekilen ihtarnamede uyarıda bulunulan dava ve icra takibi gibi muhtemel hukuki işlemlere karşı öncesinde beyanda bulunmak isteyen veya karşı tarafın iddialarına karşı sessiz kalmamak isteyen kişilerin, kendilerine gönderilen ihtarnameye cevap vermeleri, haklarını savunmaları bakımından kendi adlarına daha yararlı olabilir.

İhtarnameye cevap vermek istendiği takdirde, işbu karşı ihtarnamenin bir avukat eşliğinde hazırlanması çok önemlidir. Nitekim cevap ihtarnamesinde yapılacak ufak hatalar ilerleyen süreçte ciddi hak kayıplarına neden olabilir. İhtarnameye cevap verilirken esasında karşı tarafın her bir iddiasına yönelik ayrı ayrı şekilde savunma hazırlanmaktadır. İhtarnameye verilen cevabın ilerleyen süreçte başlayacak hukuki süreçte olumlu veya olumsuz hüküm ve sonuçları ortaya çıkacağından, cevap evrakının özenli, dikkatli ve hukuki temelleri sağlam şekilde hazırlanması gerekmektedir. Bu sebeple ihtarnameye cevap verilmek istendiğinde, bu cevabın maddi imkanlar elverdiği ölçüde alanında uzman bir avukatın hukuki desteği ile hazırlanması elzemdir.

İşbu yazımızda İhtarnameye cevap vermek zorunlu mudur sorusuna genel hatlarıyla ve temel hukuki yönleriyle cevap vermeye çalıştık. Hukukun çeşitli alanlarında yazılmış bulunan diğer makalelerimize ulaşmak için blog sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

 

 

 

 

 

[1] E. YILMAZ, Hukuk Sözlüğü, s. 300, Ankara, 2005.