İHTARNAME İLE KİRACININ TAHLİYESİ MÜMKÜN MÜDÜR?

 

Yalnızca Noterlikten Çekilip Kiracıya Gönderilen İhtarname İle Kiracının Tahliye Edilebilmesi Mümkün Müdür?

 

Ülkemizde son zamanlarda yaşanan ekonomik problemler gündelik hayatın her alanını etkilemektedir. Enflasyon ve döviz kurundaki sert artışlar nedeniyle piyasadaki mal ve hizmet fiyatları da artış göstermektedir. Piyasadaki mal ve hizmet artışları dolayısıyla, maaşlı ve ücretli çalışan kişilerin enflasyon karşısında ezilmemesi için devlet tarafından işçi ve memur kesimin maaşlarına muhtelif zamanlarda zamlar yapılmıştır. Maaş ve ücretler ile mal ve hizmet fiyatlarında artış yaşanmasına karşılık, devlet tarafından kira zammına getirilen %25’lik üst limit nedeniyle, ev sahipleri bakımından kira gelirinde piyasa koşullarına uygun bir artış yapılamamıştır.

 

Bu sebeple günümüzde ev sahipleri, kira artışına getirilen %25’lik üst limiti aşmanın yollarını aramakta, kiracılar ise halihazırda uygun olan kira bedeli üzerinden mümkün olduğunca uzun süre kiralananı kullanma ve ev sahiplerinin baskılarına direnme yollarını aramaktadır. Her iki taraf arasındaki menfaat çekişmesi, ortaya husumet çıkarmakta, bu husumet hukuki veya hukuk dışı yollarla giderilmeye çalışılmaktadır.

 

Türk Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu, bünyesinde bulunan muhtelif hükümlerle ev sahiplerine kiracılarının tahliyesi için çeşitli hukuki imkanlar sağlamaktadır. Bu hukuki imkanların bazılarında doğrudan tahliye davası açılabilmekte, bazısında önce ihtarname çekilip sonrasında tahliye davası açılabilmekte, bazısında ise doğrudan doğruya icra takibiyle kiracının tahliyesi mümkün olabilmektedir.

 

Ev sahiplerinin, kiracılarının tahliyelerini sağlayabilmek bakımından en sık başvurdukları yöntem, kiracıya noterden ihtarname göndermeleridir. Fakat halk arasında bilindiğinin aksine, yalnızca noterden ihtarname çekilerek kiracının tahliyesinin sağlanması hukuken mümkün değildir. Nitekim noterden çekilen ihtarname eline ulaşan kiracının evi boşaltma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bazı kiracılar bu konuda bilgisiz olduklarından ve haklarını bilmediklerinden, ihtarname geldiği için evi boşaltmak zorunda oldukları gibi hatalı bir düşünceye kapılmaktadırlar. 

 

İhtarnamenin temel işlevi, belirli bir konudaki hak ve taleplerinin yazılı olarak işlemin muhatabına sunulmasından ibarettir. Kiracının tahliyesi noktasında ise ihtarnamenin işlevi, tahliyeye ilişkin icra takibine başlanılması veya tahliye davası açılması öncesinde kiracıya tahliye sebebinin oluştuğunun bildirilmesi ve bu süreçle ilgili muhtemel hüküm ve sonuçların hatırlatılmasıdır. Ev sahipleri noterden çektikleri ihtarname ile tahliye sebeplerinin ortaya çıktığını iddia etse de, kiracı henüz tahliyeye ilişkin yasal koşulların sağlanmadığını, ihtarnamede belirtilen sebeplerin gerçek dışı olduğunu, ev sahibinin kötü niyetle hareket ettiğini iddia edebilir. Bu tür durumlarda kiracı bakımından, kendisine gönderilen ihtarnameyi dikkate almayıp ev sahibinin dava açmasını beklemek ve açılan davada savunmalarını ileri sürmek daha yararlı olabilir.  

 

Dolayısıyla sonuç olarak, kendisine gönderilen ihtarname sonrası, kiracı iradesi ile kiralanandan çıkmazsa, bu kişinin tahliyesi ancak icra takibi veya tahliye davası sonrasında devletin cebri icrası ile mümkündür.