EŞLER ARASINDA İŞLENEN KASTEN YARALAMA SUÇUNDA ŞİKAYETTEN VAZGEÇME UYGULAMASI
Yazımıza başlamadan önce açıklamamız gerekir ki, eşler arasındaki kavganın cezası derken kastettiğimiz, eşlerin birbirlerinin vücuduna kasti olarak zarar vermesi veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olması sonucunda, bu fiillerde bulunan eşin hangi suçtan ne kadar cezaya çarptırıldığı hususudur.
Günümüzde evli çiftler arasında yaşanan anlaşmazlık, tartışma veya kavgaların oranı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Bu tartışmalara bağlı olarak boşanma oranları da sürekli şekilde artmaktadır. Mevzuatımızda eşler arasındaki anlaşmazlıklarda mağdur olan tarafın korunmasına yönelik çok sayıda düzenleme bulunmaktadır. Aile içi şiddete maruz kalan eşlerin, ilgili koruyucu mevzuat hükümlerine başvurarak, belirli bir ölçüye kadar haklarının korunmasını sağlamaları mümkündür. Yine aile içindeki anlaşmazlıklar ve kavgalar sebebiyle evliliğe devam etmek istemeyen ve evlilik birliğinin devamını mümkün görmeyen eşlerin boşanma davası açarak evliliklerini sonlandırma hakları bulunmaktadır. Nitekim hukukumuzda eşe yönelik darp ve kasten yaralama fiilleri boşanma sebebi sayılmaktadır. Tüm bu hususlar eşler arasındaki kavganın cezası nın özel hukuk boyutunu ilgilendirmektedir.
İşin ceza hukuku boyutu bakımından ise, Türk Ceza Kanunu’nda eşe yönelik darp ve yaralama fiilleri ayrıca suç olarak düzenlenmiş olup, eşinden şiddet gören kişilerin, gerek kolluğa gerekse de Cumhuriyet Başsavcılığına giderek, eşleri hakkında şikayet veya suç duyurusunda bulunabilmeleri mümkündür. Fakat bu noktada önemle vurgulamamız gerekir ki, eşe karşı yapılan darp ve yaralama fiillerinde, ceza soruşturması ve kovuşturması kişinin şikayeti aranmaksızın resen yapılır. Bu sebeple, özellikle eşler arasındaki tartışma veya kavgalarda suç duyurusunda bulunmadan önce çok iyi düşünülmelidir. Zira eşlerden birisinin, diğerini, kolluk veya savcılığa şikayet etmesinden sonra, önceki şikayetin geri çekilip ceza soruşturması veya kovuşturmasının düşürebilmesi mümkün değildir. Şikayet, eşlerden birisi tarafından bir defa yapıldıktan sonra, yargılama makamı bu şikayeti suçun öğrenilmesi sayarak, resen incelemesine başlamakta, iddia konusu suçun unsurlarının oluşup oluşmadığını incelemekte ve şartları oluşmuşsa şikayet edilen eşe kanunda belirtilen ceza verilmektedir.
Uygulamada evli çiftler, bazen aralarında yaşanan küçük bir kavgadan dolayı bile, o anın kendilerinde meydana getirdiği sinir ve stresle soluğu hastanede almakta, darp raporu almaya çalışmakta, alınan darp raporu ile de diğer eş hakkında suç duyurusunda bulunmakta (hastaneye darp raporu için gidilen durumlarda olay adli vaka olarak değerlendirileceğinden, kişinin şikayette bulunmasına ihtiyaç olmaksızın durum hastane tarafından adli makamlara doğrudan bildirilmektedir), fakat belirli bir süre sonra barışmaları nedeniyle, şikayetçi eş savcılığa gidip şikayetini geri çekmek istemekte, fakat savcılıktan şikayetini artık geri çekemeyeceği, yani dosyayı bu sebeple düşüremeyeceği cevabını almakta, bu nedenle de her iki eş bakımından içinden çıkılması zor bir durum ortaya çıkmaktadır. Yapılan şikayet sonrasında, şikayet edilen eş hapis cezası istemiyle yargılanmakta, şikayet eden eş ise sorunun aralarında halledilmiş olması ve şikayetten vazgeçmiş olmasına rağmen eşinin cezalandırılmasına hiçbir şekilde engel olamamakta, bu sebeplerle de tarafların arasındaki huzursuzluk daha da artmaktadır. İşte bu nedenlerle, eşler arası darp ve yaralama durumlarında fevri hareketlerde bulunmadan önce, yargılamanın şikâyete bağlı olmadığı ve şikayetten vazgeçme ile de düşürülemeyeceği hususlarının bilinmesinde yarar vardır.
Türk Ceza Kanunu’nun 86/3(a) maddesine göre, eşe karşı işlenen kasten yaralama fiili basit müdahale ile iyileşebilecek sınırda kalsa dahi, verilecek cezanın alt sınırı 9 ay hapis cezasından az olmaz. Yani eşler arasındaki basit bir tartışma veya kavgada, diğer eşin vücudu üzerinde kasten ufak bir sıyırık veya kızarıklık meydana getirilse dahi bu fiillerde bulunan eş, 9 ay ile 4,5 yıl arasında hapis cezası ile yargılanacak, somut olayın şartlarına ve yaralamanın ağırlığına göre bu üst sınır 30 yıl ve daha da yukarılara çekilebilecektir. Yaralanan eşin suç duyurusunda bulunması halinde ise artık soruşturma şikâyete bağlı olmadığından yargılamaya kamu davası olarak devam edilecek, eşlerin daha sonrasında barışmış veya anlaşmış olması, bu yargılama üzerinde verilecek cezanın kısmen indirilmesi dışında hiçbir şekilde etkili olmayacaktır.
Hukukun çeşitli alanlarında yazılmış bulunan diğer makalelerimize ulaşmak için blog sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.