BİR ALACAK NASIL TAHSİL EDİLİR

Bir alacağının borçlusu tarafından hür irade ile tam zamanında ve eksiksiz şekilde ödenmesi esastır. Borçlu borcunu yasal bir gerekçesi olmadan ödemezse, bu durumda alacaklının alacağını tahsil için yasal yollara başvurmaktan başka çaresi bulunmamaktadır. Eski dönemlerde kişiler, günümüzdeki gibi bir hukuk sistemi bulunmadığından, alacaklarını borçludan kuvvet kullanarak zorla tahsil edebilmekteydi. Bir hakkın veya alacağın kuvvet kullanarak bizzat elde edilmesine ihkak-i hak denmektedir. Ülkemiz hukukunda ve diğer modern devletlerin hukuklarında ihkak-i hak, yani kişinin kendisinin kendi hakkını zorla ve kuvvet kullanarak elde etmesi yasaktır. 

Borçlu borcunu rızası ile ödemediğinde, alacaklının veya hak sahibinin devletin mahkemelerine veya icra dairelerine başvurmaktan başka çaresi bulunmamaktadır. Hangi sebepten kaynaklanırsa kaynaklansın, bir alacağın zorla tahsil edilmesinde esas olarak iki farklı hukuki yol bulunmaktadır. Bu yollar icra takibine başvurma ve dava açma yoludur. Alacaklı dava açma yolunu seçerse, alacağının niteliğine göre, eğer varsa zorunlu ön aşamaları öncelikle tamamlamalıdır. Bu kapsamda örneğin, alacaklının alacağı tüketici işlemi niteliğindeyse tüketici hakem heyetinin görev alanına girip girmediği, alacağın niteliği işçilik alacağıysa arabuluculuk başvurusunda bulunup bulunulmadığına dikkat edilmelidir. Bu aşamaların tamamlanmasından sonra alacağın tahsili dava yoluyla sağlanabilmektedir. 

Alacaklı eğer dava süreci gibi karışık ve uzun süreçli bir yola girmek istemezse, ikinci yol olarak icra müdürlüğü nezdinde icra takibi başlatmak suretiyle de tahsil edebilir. İcra takibi yolu çoğu durumda dava sürecinden daha basit ve daha hızlı bir yoldur. İcra takibi süreci doğru yönetildiğinde ve borçlu kaynaklı gecikmeler yaşanmadığında, bu yol, alacağın en hızlı tahsil yöntemidir de denilebilir. Nitekim kişi öncelikle dava açma yolunu tercih etse dahi davasını kazandıktan sonra borçlu mahkeme kararının gereğini yerine getirmezse, bu sefer ilamlı icra yoluna başvurmak gerekecektir. Nihayetinde yine icra takibine başvurmak zorunda kalınacak ve alacağın tahsili süreci uzayacaktır. İcra takibinin türlerinden birisi olan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, alacaklının alacağını ispat edecek bir belge göstermesine dahi gerek yoktur. Alacaklı yalnızca alacaklı olduğunu belirterek dahi bu takip yoluna başvurması mümkündür. Bu takip türünde alacaklının başvurusu üzerine icra müdürü ödeme emri hazırlayarak borçluya gönderir. Borçlu 7 günlük itiraz süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmezse söz konusu takip kesinleşir ve borçlunun o dosyada gerçekte bir borcu bulunmasa dahi hacze kabil tüm malvarlığının haczedilmesi tehlikesi ortaya çıkar. Neticede borçlu bakımından tahsil kabiliyeti mevcut olduğu sürece, alacaklı icra takibi ile alacağına dava yolundan daha hızlı şekilde kavuşabilir.